|
Başbakanlık İnsan Hakları eski Başkanı PROF. DR. VAHİT BIÇAK: Askeri savcılık tüm ihtimalleri araştırmış...
Askeri savcılık tüm ihtimalleri araştırmış gözüküyor. Resmi süreç içinde evrak nasıl hazırlanır, bellidir. Bilgisayarları incelemiş, Genelkurmay"™ın serverını incelemiş ve Genelkurmay"™da hazırlandığına dair bir bilgiye rastlanmadığı belirtilmiş. Böylesine önemli bir kurumun kayıtlarına inanmak, güvenmek durumundayız. Askeri savcılık bir durum tespiti yapıyor, böyle bir belge yoktur diyor. TCK"™nın 204"™üncü maddesine göre resmi belgede sahtecilik suçu işlenmiştir, cezası 2 yıldan 5 yıla hapistir. Bu fotokopiyi kim ürettiyse tespit edilmesi ve soruşturulması gerekir. Soruşturmayı kim yapacak? Sivil yargı yapacak diyorlar, yanlış bir terim. Beşiktaş"™taki mahkeme sivil mahkeme değildir. DGM idi, adı değiştirildi, şimdi özel yetkili ağır ceza mahkemesi oldu. Dolayısıyla soruşturmayı yapacak olan adli mercilerdir. Belge sahteyse TCK 271"™nci maddeye göre suç uydurma fiili işlenmiş, 301"™inci maddeye göre de askeri teşkilat aşağılanmıştır. Bu üç suçu kimin işlediğinin tespiti gerekir. (Gazete Habertürk, 26 Haziran 2009) Askeri Savcılığın açıklaması tatmin edici mi?
"Bakan emrederse askeri savcı dava açmak zorunda\"
Genelkurmay Askeri Savcılığı Taraf Gazetesi"™nde yayınlanan belge üzerindeki incelemesini tamamladı ve kararını açıkladı: "Kovuşturmaya yer yok, belge TSK"™ya ait değil" Kararın gerekçesi; bilirkişi incelemeleri sonucunda askeri mahalde işlenmiş bir suç unsuru ve yeterli delil bulunamadığı şeklinde.. Fotokopi belge üzerinde sağlıklı inceleme yapılamadığına da vurgu yapan askeri savcılık, gözlerin çevrildiği sivil savcılığa 4 kritik suç duyurusunda bulundu: Bu belge, hangi amaçla, kim veya kimler tarafından hazırlanmıştır? Bu belgeyi üretenlerin amaçları nedir? Bu belge ile TSK bir şekilde hedef alınmış mıdır? Bu belge, Taraf Gazetesi muhabirine nasıl ulaştırılmış ve yayınlanmıştır?
Sivil savcılığın ne karar vereceği merakla beklenirken, askeri savcılığın açıklaması farklı eleştiri ve değerlendirmelere yol açtı. Konuya ilişkin siyasi değerlendirmeleri bir tarafa bırakıp, hukukçulara sorduk: "Belge TSK"™ya ait değil" diyen askeri savcılığın açıklaması tatmin edici mi?
GÜLİN YILDIRIMKAYA
ASKERİ YARGITAY ONURSAL ÜYESİ ALİ FAHİR KAYACAN
BAKAN EMREDERSE ASKERİ SAVCI DAVA AÇMAK ZORUNDA
Milli Savunma Bakanı"™nın 353 sayılı askeri mahkemeler yargılama usül yasasına göre askeri savcıya 'devam et"™ emri verme hakkı vardır. Böyle bir durumda askeri savcının takdir hakkı da yoktur, dava açmak zorundadır.
Askeri savcılığın kararı iki boyutlu. Kovuşturmaya yeterli delil elde edemediğini söylüyor, imza konusunda ise fotokopi bir belgeye dayanarak hiçbir yer 'eli ürünü"™ raporu veremez, ancak benziyor denebilir.
Askeri savcılığın kararından memnun değilsek, diyelim ki delil yeterli diye düşünüyoruz yahut incelemeyi yetersiz bulduk, o zaman bunun yasal çözümü var. Tatmin olduk, olmadık diye tartışmak yersiz çünkü tatmin olmaması durumunda Milli Savunma Bakanı"™nın 353 sayılı askeri mahkemeler yargılama usül yasasının 111"™nci maddesine göre askeri savcıya 'devam et"™ emri verme hakkı vardır. Soruşturma aç diyebilir ve hatta soruşturmanın hangi yönde devam etmesi gerektiğini de söyleyebilir. Konuşup eleştirenler askeri mevzuattan uzak oldukları için bilmiyorlar. Milli Savunma Bakanı"™nın emretmesi durumunda askeri savcının takdir hakkı da yoktur, dava açmak zorundadır. Ayrıca burada suç duyurusunda bulunmuş bir parti de var. Böyle bir emir gelmesi durumunda suç duyurusunda bulunan kuruluşların da askeri mahkemedeki kamu davasına katılma hakları vardır. Yani nasıl tatmin olmak istiyorlarsa o şekilde emir verme hakları vardır.
Başbakanlık İnsan Hakları eski Danışmanı PROF. DR. VAHİT BIÇAK
Askeri savcılık tüm ihtimalleri araştırmış
Askeri savcılık tüm ihtimalleri araştırmış gözüküyor. Resmi süreç içinde evrak nasıl hazırlanır, bellidir. Bilgisayarları incelemiş, Genelkurmay"™ın serverını incelemiş ve Genelkurmay"™da hazırlandığına dair bir bilgiye rastlanmadığı belirtilmiş. Böylesine önemli bir kurumun kayıtlarına inanmak, güvenmek durumundayız. Askeri savcılık bir durum tespiti yapıyor, böyle bir belge yoktur diyor. TCK"™nın 204"™üncü maddesine göre resmi belgede sahtecilik suçu işlenmiştir, cezası 2 yıldan 5 yıla hapistir. Bu fotokopiyi kim ürettiyse tespit edilmesi ve soruşturulması gerekir. Soruşturmayı kim yapacak? Sivil yargı yapacak diyorlar, yanlış bir terim. Beşiktaş"™taki mahkeme sivil mahkeme değildir. DGM idi, adı değiştirildi, şimdi özel yetkili ağır ceza mahkemesi oldu. Dolayısıyla soruşturmayı yapacak olan adli mercilerdir. Belge sahteyse TCK 271"™nci maddeye göre suç uydurma fiili işlenmiş, 301"™inci maddeye göre de askeri teşkilat aşağılanmıştır. Bu üç suçu kimin işlediğinin tespiti gerekir.
MARMARA ÜNİ. HUKUK FAK. ÖÃ…ÂÂÂR. ÜYESİ PROF. DR. AHMET GÖKÇEN
Açıklamayı tatmin edici buldum
Gerekli incelemenin yapılmış olduğu izlenimini edindim. Çünkü eldeki fotokopi bir belge. Fotokopiye dayanarak buradaki imzadan hareketle bir kişi suçlanamaz. Yapılması gereken 4 sayfalık metindeki bilgilerin soruşturulmasıdır. Askeri savcılığın açıklaması normal ve tatmin edici çünkü diğer hususları sivil savcılar araştırmalıdır. Askeri mahkeme görevle ilgili suçları değerlendirmekle yetkilidir. İsnat edilen fiillerin görevle ilgisi yok. Tabii bir de çok acele ediliyor. Bir haftada yapılacak soruşturma bu kadar olur. O belgedeki kişilerin ilişkileri vs. araştırılabilir ki bunlar da yapılacaktır kanımca.
Emekli Hakim Albay Ümit Kardaş:
BU SORUŞTURMANIN BÖYLE OLACAÃ…ÂÂÂI BAŞTAN BELLİYDİ
Meselenin esası çift başlı yargıdır. Sıkıntılar bu yüzden yaşanıyor. Şemdinli olayında ve Özden Örnek günlüklerinde de bu sıkıntı
yaşandı. Mesele anayasanın değiştirilmesi, askeri yargıtayın kaldırılması ve askeri yargının kendi sınırları içerisine çekilmesidir. Bu soruşturmanın böyle sonuçlanacağı aşağı yukarı başından belliydi. Soruşturmaya güven duyulmayacağı daha ilk günlerde yapılan açıklamalardan ortaya çıktı. Bu sonuca güven duyulması zaten mümkün değil. Askeri savcı bir şüphe var ama bizimle alakalı değil diyerek görevsizlik kararı verdi. Böyle bir belgenin karargahta hazırlanmadığını belirterek dışarıyı işaret etti. Sivil savcıya da 'bu belgeyi kim yaptı, kim hazırladı, kim hedeflendi, bunun soruşturmasını sen yap"™ diyor. Askeri savcılık kararını bu yönde
vererek soruşturmayı bitirdi.
Ahmet Gündel Emekli Cumhuriyet Savcısı:
Son derece yeterli delil varken 'yok"™ dediler
Askeri savcılığın vermiş olduğu teknik bir görevsizlik kararı değildir. Soruşturma neticesi kendi alanlarında bir suç unsuru bulamadıklarını belirterek ilgili merciye gönderiyor. Yani bir anlamda askeri savcılık kendi kendine gelin güvey oluyor. Zaten ortadaki iddia kendi alanlarıyla ilgili bir konu değil. Askeri savcılığın bu kararı, Sayın Genelkurmay Başkanı"™nın \"Ne olacağını görürsünüz\" sözünün gereğinin yerine getirilmesidir. Aslında dolaylı olarak bir suç ihbarında bulunuyor. Ak Parti sivil savcılığa bir suç ihbarında bulunmuştu. Askeri savcılığın bu kararı dolaylı olarak karşı karşıya gelmemek için böyle bir karar verdiğini değerlendiriyorum. Ortada bir belge var. Ergenekon soruşturmasını yapan savcılar talep üzerine mahkemeye başvuruyor ve bir arama kararı çıkartıyor. Eski bir asker ve avukatlık yapan kişide böyle bir belgeye rastlanıyor. Bu belge bir posta memurunun getirdiği bir şey değil. Bu belgeyle ilgili 4 ayrı devlet kurumunun raporu var. Jandarma\'da ve kendi birimlerinde bu belge incelendi ve imzaların benzerlik gösterdiğine dair rapor düzenlendi. Emniyet ve Adli Tıp\'ta yapılan incelemelerde de geçmişteki imzalara benzer yönünde raporlar verildi. Ayrıca Askeri savcılık belgeyi Tübitak\'a göndermiş ve grafoloji uzmanı olmadığı için imza incelemesi yapılamadığı belirtiliyor. Ancak çok önemli bir rapor düzenliyor Tübitak ve diyor ki \'Fotokopi belgeye sonradan herhangi birşey eklendiğine ilişkin olağandışı bir bulguya rastlanmamıştır\" 4 kurum inceliyor ve benzer raporlar veriliyor. Buna sahte demek nasıl bir mantık?
Askeri savcılığın böyle korumacı bir tavra gireceği belliydi. Genelkurmay\'a bağlı bir birim nasıl üstüne karşı soruşturma yapabilir? Doğal olarak bu olayın tarafıdır. Son derece yeterli delil olduğu halde yok denilerek takipsizlik kararı veremezsin. |