|
 Doç. Dr. Vahit Bıçak ise tasarının yeniden ele alınması görüşünü dile getirdi. TMK Tasarısı'nın kanun tekniğine aykırı bir tarzda düzenlendiğini ileri süren Bıçak, "Bu yüzden Öcalan'a af getirdiği şeklindeki yorumlara kapı açılıyor. Tasarı, diğer yasa ve maddelere çok sayıda atıflar yapılmak suretiyle bir labirent halini almıştır. Kanunların en temel özelliği anlaşılabilir, açık net ve belirli olmasıdır. Özellikle ceza kanunlarında muğlak ve yoruma açık düzenlemelere yer verilmesi doğru değildir. Tasarı, terör örgütü elebaşısına af getirmese bile bu tür yorumlara da imkan vermeyecek şekilde düzenlenmesi gerekir." diye konuştu.
(Zaman, 28 Nisan 2006) İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Adem Sözüer, 6. maddenin tasarıya girmesini askerlerin istediğini söyledi. Zaman'a açıklamalarda bulunan Sözüer, "TMK Tasarısı'ndaki bu madde, güvenlik güçlerinin önerisiyle etkin pişmanlıktan yararlanmayı sınırlamak için konuldu." dedi.
TMK'nın tartışılan
6. maddesi şöyle:
(...) Terör örgütü kuranlar, yönetenler ile bu örgüte üye olanlar Türk Ceza Kanunu'nun 314'üncü maddesine göre cezalandırılır. Örgütün faaliyetini düzenleyenler de örgütün yöneticisi olarak cezalandırılır. (...) Türk Ceza Kanunu'nun 221'inci maddesi hükmü, bu madde açısından da uygulanır. Kişi etkin pişmanlık hükümlerinden ancak bir defa yararlanabilir."
"Bu maddenin 4. fıkrasında ise etkin pişmanlık kapsamındaki örgüt kurucusu ve yöneticilerinin, sadece örgüt kurmak ve yönetmek suçlarından dolayı ceza almayacakları belirtiliyor. Bunun dışında örgütün faaliyeti çerçevesinde işlenen suçlarla ilgili cezalarda herhangi bir indirim ya da af kesinlikle yok. Öcalan'ın mahkum olduğu eski TCK'nın 125. maddesi ve yeni yasadaki karşılığı olan 302. madde etkin pişmanlık kapsamında değil. Bu nedenle ortada olmayan bir sorunun tartışması yapılıyor." değerlendirmesini yaptı. Tartışmalarla tamamen suni bir gündem oluşturulduğunu ifade eden Sözüer, Öcalan'ın bu yasadan yararlanması kesinlikle söz konusu olmadığını vurguladı.
Kültür Üniversitesi'nden ceza hukuku profesörü Bahri Öztürk de tasarının Öcalan'a af getirmediğini belirtti. Öztürk konuyla ilgili şu değerlendirmeyi yaptı: "TMK Tasarısı'nda etkin pişmanlıkla ilgili olarak yeni TCK'nın 221. maddesine atıf yapılıyor. Bu maddede, örgüt lideri ve üyelerinin hangi şartlar altında etkin pişmanlık hükümlerinden yararlanacağı düzenleniyor. Birinci fıkrada örgüt suç işlemeden önce örgütün dağılmasını sağlayan kurucu ve yöneticiler hakkında ceza verilmeyeceği belirtiliyor. İkinci fıkrada suç işlemeden örgütten ayrılıp teslim olanların bu imkandan yararlanması öngörülüyor. Üçüncü fıkrada henüz suç işlemeden yakalanan örgüt üyesinin örgütün çökertilmesi için bilgi vermesi durumu düzenleniyor. Dördüncü fıkrada suç işleyen örgüt liderleri ve üyelerine işlenen suçlar ve örgütle ilgili bilgi vermeleri halinde ceza indirimi yapılacağı belirtiliyor. Öcalan'ın durumu bunlardan hiçbirisine uymuyor. Ayrıca mahkumiyet kararı kesinleştiği için pişmanlıktan yararlanması da kesinlikle söz konusu olamaz. Lehte kanunun geçmişe etkili olması da etkin pişmanlık için uygulanmaz.
Bilkent Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Vahit Bıçak ise tasarının yeniden ele alınması görüşünü dile getirdi. TMK Tasarısı'nın kanun tekniğine aykırı bir tarzda düzenlendiğini ileri süren Bıçak, "Bu yüzden Öcalan'a af getirdiği şeklindeki yorumlara kapı açılıyor. Tasarı, diğer yasa ve maddelere çok sayıda atıflar yapılmak suretiyle bir labirent halini almıştır. Kanunların en temel özelliği anlaşılabilir, açık net ve belirli olmasıdır. Özellikle ceza kanunlarında muğlak ve yoruma açık düzenlemelere yer verilmesi doğru değildir. Tasarı, terör örgütü elebaşısına af getirmese bile bu tür yorumlara da imkan vermeyecek şekilde düzenlenmesi gerekir." diye konuştu.
28 Nisan 2006, Cuma |
