|
Adalet Bakanı Cemil Çiçek `in 2004`te 23 bin telefonun dinlendiğini açıklamasıyla başlayan tartışmaya, Başbakanlık İnsan Hakları Başkanı Doç . Dr. Vahit Bıçak da katıldı. Bıçak , dinlemede kullanılan yöntemin insan hakları standartlarına uygun olmadığına dikkat çekti.
(Zaman, 02 Mart 2005)Uluslararası standartlara göre dinleme işleminin sonunda bu kişilere bilgi verilmesinin şart olduğunu anlatan Bıçak , `Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi `nin (AİHM ) içtihadı net; dinlenen kişi işlemle ilgili hukuki şartların oluşup oluşmadığını araştırabilecek. Yani bu keyfi mi değil mi öğrenme hakkı olacak. ` ifadesini kullandı. İç mevzuat ve uluslararası sözleşmelerle düzenlenen haberleşme özgürlüğüne dikkat çeken Başbakanlık İnsan Hakları Başkanı Doç . Dr. Vahit Bıçak , bunu ortadan kaldıran uygulama yöntemlerini eleştirdi. Yasanın sadece belli suçlar için `kısmi` dinleme izni verdiğini kaydeden Bıçak , `Bir kişinin telefonu dinlemeye alınabilir. Ama bazı şartların oluşması gerekir. Bir kere suçun işlendiğine ilişkin güçlü bir şüphe olacak. Güvenlik güçleri her yolu denemelerine rağmen bilgiye ulaşamıyorsa son çare olarak dinleme yoluna gitmeli. Bu da hakim kararı ile olmalı. Bu dinleme süreli olmalı.` dedi. Bıçak , dinlemeye ilişkin kriterleri denetleyecek bir mekanizmanın olmadığını açıklayarak, önemli bir ayrıntıya daha dikkat çekti. Uluslararası standartlara göre dinleme işlemi bittikten sonra söz konusu kişilere bilgi verilmesi gerektiğini söyleyen Vahit Bıçak , `Dinleme bittikten sonra kendisine, `Şu tarihler arasında, şu nedenle sizin telefonunuzu dinledik.` denmeli. Dinlemeye alınan şahıs, isterse ilgili mercilere başvurup, yasalara uygun dinleme yapılıp yapılmadığını araştırabilir.` değerlendirmesinde bulundu. AİHM `nin bu konudaki içtihadının net olduğunu belirten Bıçak sözlerini şöyle sürdürdü: `Hukukumuzda bildirim şartı ve denetim mekanizması yok. Bu nedenle `Dinlemede kuvvetli şüphe var mıydı? İkincil miydi? Hakim kararı var mıydı? Dinleme yasal sürede sona erdi mi? Dinleme yapılan kişiye bilgi verildi mi?` sorularının cevaplarını bulamıyoruz. Bunlardan biri eksikse, haberleşme özgürlüğü ihlal edilmiş demektir.` Telefon dinlenmesine ilişkin tartışma Adalet Bakanı Cemil Çiçek `in bazı rakamları açıklaması ile alevlendi. Yetkililerin verdiği bilgiye göre Türkiye `de, 2002 yılında 7 bin 80 cep telefonu ve 7 bin 794 sabit telefon, 2003 yılında 9 bin 926 cep telefonu ve 6 bin 92 sabit telefon ve 2004 yılında 19 bin 628 cep telefonu ile 3 bin 310 sabit telefon teknik takibe alındı. Yargı mensupları ise eleştirilere katılmayarak, organize suç örgütlerine karşı gerçekleştirilen operasyonlarda telefon dinleme yönteminin önemine dikkat çekmişti. |